ön safta namaz kılmanın fazileti

Buradaki8 hadis-i şeriften; Ezan okumanın İslam’ın vazgeçilmez esaslarından olduğunu birinci safta namaz kılmanın diğer saflara göre daha faziletli olduğunu cemaata yetişmenin de faziletli olduğunu, sabah ve yatsı namazlarının da münafıklara ağır gelen iki namaz olduğunu müezzinlerin kıyamette boylarının uzun ilk safin fazileti bilinseydi, oraya geçmek için kura çekilirdi.) (Namaz kilarken ilk safta durmak iyi kimselere nasib olur.) (Allah ve melekler ilk safta namaz kilanlara, salât ve selâm eder.) Cennete girmek için ne yapacagini soran bir zata, Peygamber efendimiz (müezzin veya imam ol) buyurdu. O da (yapamam) dedi. CemaatleNamaz Kılarken Ön Safta Meydana Gelen Boşluğu Doldurmak İçin Öndeki Safa Yürümek Caiz Midir? Mescid-i Haram Ve Mescid-i Nebevî’deki İmamların Farklı Mezheplerden Olmaları Nedeniyle Peşlerinde Namaz Kılınamayacağı Yolunda Sözler Söylenmektedir. 2 İlk Safta Durmanın Fazileti'. Ulema birinci safta namaz kılmama daha sevablı olduğunda icma' et­mişlerdir. Safların sıkışık ve düzgün olması da keza emredilen bir şeydir. Zi­ra bu hususta Peygamber (s.a.s) Efendimiz'in emri bulunduğu sabittir . Tek kişinin safın arkasında durmasında ise ihtilâf vardır. Yahutta böyle namaz kılan bu kimse fazileti terk ettiğinden dolayı Peygamber (s.a.v.) faziletten mahrum kalmaması için ona namazını yeniden kılmasını tavsiye etmiştir. Ancak ön safta yer olmadığı için yalnız başına arkada namaz kılmak mecburiyetinde kalan kimsenin durumunda ihtilâf edilmiştir. a. Site De Rencontre Simple Et Gratuit Sans Inscription. İslâm dini birlik ve beraberliğe büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada eda edilmesinin teşvik edilmesi, haftada bir cuma namazının ve senede iki kez olan bayram namazlarının topluca kılınmasının gerekli görülmesi, müminlerin görüşüp halleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam taşımaktadır. Bu bakımdan cemaatle namaz esprisi, oluşturulmak istenen birlik ruhunun hem bir göstergesi ve hem de o birlik ruhunun sağlamlaştırıcısı ve devam ettiricisi olmaktadır. Hz. Peygamber cemaatle namazı teşvik sadedinde cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir. İlgili hadiste şöyle buyrulmaktadır. Bir kimsenin cemaatle kıldığı namazın sevabı, evinde ve çarşı pazarda kıldığı namazdan yirmi beş kat daha fazladır. O kimse abdestini güzelce alıp, sonra sadece namaz kılmak maksadıyla mescide giderse attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir, bir hatası da silinir. Namazını kıldıktan sonra abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde kaldığı müddetçe, melekler ona Allahım! Ona rahmetinle muamele et, ona acı! diyerek dua etmeye devam ederler. O kimse namazı beklediği sürece namazda imiş gibidir.”[1] Peygamber Efendimiz hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Ebû Bekir'in arkasında namaz kılmıştır. Cemaatle kılınan namazın fazileti tek başına kılınan namazın faziletinden daha üstün olduğu Ebû Hüreyre'den rivayet edilen bir hadiste şöyle bildirilmektedir. "İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi"[2] Bir başka hadiste de "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış sevabını alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır"[3] buyurmuşlardır. Namaz için camiye gidildiği zaman günahlar silinmekte ve sevaplar çoğalmaktadır. Bu hususu Efendimiz bizlere şöyle bildirmektedir. “Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah’ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah’ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir.”[4] Cemaatle Namazın Hükmü Cemaat fazileti her ne kadar bir kişiyle de olabilir ve hâne halkıyla dahi cemaatle namaz kılınabilirse de bu, camiye çıkmanın ve daha kalabalık bir cemaatte bulunmanın sevabına denk olmaz. Farz namazların cami ve mescitlerde cemaatle kılınışı İslâm dininin bir sembolü ve şiarı olduğu için bunun terk ve tatil edilmesi asla câiz görülemez. Cemaatin önemini gösteren çok sayıda hadis bulunmaktadır. Bunlardan birinde Hz. Peygamber "Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve cemaatle namaz kılınmazsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer"[5] buyurmaktadır. Cemaatle namaz kılmanın önemine dair bu ve benzeri hadislerden ve ilgili âyetlerden hareketle Hanbelîler, cemaatle namaz kılmanın erkekler için farz-ı ayın, Şâfiîler de farz-ı kifâye olduğunu söylemişlerdir. Hanefî ve Mâlikîler'e göre ise, cuma namazı dışındaki farz namazları cemaatle kılmak, gücü yeten erkekler için müekked sünnettir. Kadınların, hastaların, çok yaşlı kimselerin ve kötürümlerin ise cemaatle namaz kılmak için mescide gitmesi gerekmez. Hanefî ve Şâfiîler'e göre, cemaatin en az sayısı imam ve ona uyan olmak üzere iki kişidir. Hatta uyan kişi çocuk da olabilir. Hz. Peygamber’in hadislerini incelediğimiz zaman şunu görmekteyiz Efendimiz kadınların cemaate katılmak istemeleri halinde cemaate katılabileceklerini bildirmiş, bununla beraber evlerinde kılacakları namazın kendileri için daha faziletli olduğu hususunu vurgulamıştır. Bu hususlarla ilgili hadisleri sizlerle paylaşmak isterim. "Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır"[6] Peygamber Efendimiz kadınların cemaate iştirak ettikleri zaman koku sürmemelerini istemiştir. Hadis-i şerif şöyledir. "Kadınlar cemaate katılmak istedikleri zaman, koku sürünmesinler"[7] Cemaate Gitmemek İçin Mazeret Sayılan Haller Cemaate katılmamak şu durumlarda mubah olur 1. Hastalık. Cemaatle namaza katılmamayı mubah kılan mazeretlerin başında hastalık gelir. Hasta olan kişilerin camiye, mescide gelmeleri, hastalık mikrobunun bulaşması riskini taşıması sebebiyle hem sağlık açısından sakıncalıdır, hem de bu şekilde hasta olan kişiler sürekli olarak öksürmek, burnu akmak, burnunu silmek gibi davranışlar göstereceğinden cemaate katılan öteki kişilerin namazda olması gereken kalp huzurunu ve sükûnunu bozarlar. Bu bakımdan, hem kendilerini hem başkalarını rahatsız edecek durumda bulunan kişilerin mescide gelmeyip, namazlarını tek başlarına kılmaları daha uygundur. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. "Soğan veya sarımsak yiyen kimse evinde otursun, bizden ve mescidimizden uzak dursun"[8] Hadis-i Şerif’te bildirilen yasağı soğan ve sarımsakla sınırlamamalı, cemaate rahatsızlık verecek her şeyi bu yasak kapsamına almalıyız. Çünkü cemaate verilecek rahatsızlık, ibadet yapılırken huşunun bozulmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu durum ise kul hakkını doğurmaktadır. Ayrıca cemaate katıldığı takdirde hasta olması veya mevcut hastalığının artması ihtimali bulunanlar da cemaate katılmayabilir. Yine ilgilenmek durumunda olduğu ve yanından ayrıldığı takdirde durumunun kötüleşebileceğinden endişe ettiği bir hastası bulunmak da bir mazerettir. 2. Korku. Mescide gittiği takdirde malına, canına veya namusuna bir zarar gelmesinden korkan kimse de cemaate gitmemelidir. Hz. Peygamber, korku ve hastalığı cemaate katılmamayı mâzur kılan sebepler arasında saymıştır. 3. Olumsuz hava şartları. İnsanı meşakkate sokacak derecede yağmur, çamur, şiddetli soğuk, kar, ayaz, şiddetli sıcak, zifiri karanlık ve geceleyin şiddetli rüzgâr gibi hava şartları, vakit namazlarına olduğu gibi cuma namazına katılmamak için de bir mazerettir. 4. Abdestin sıkışık durumda olması. Böyle bir kimsenin cemaate katılması uygun değildir. Bu durum namazın huşû ve huzur içinde yapılmasına engel olduğu için esasen bu durumda iken tek başına namaz kılmak da mekruhtur. İnsanı, kalp huzurundan ve huşûdan alıkoyacak başka durumlar da aynı hükümdedir. Yolculuk hazırlığı yapmakta olma, karnın aç olup arzu edilen bir yemeğin hazır olması gibi durumlarda da, gerekli iç huzurunun sağlanması ihtimali zayıfladığından cemaate gidilmeyebilir. 5. Herkese veya toplum için yeterli olacak sayıda kimseye farz olan ilmî araştırma ve eğitim öğretimle meşguliyet de cemaate katılmamak için mazeret kabul edilmiştir. Fakat bilimsel çalışma yapan kişilerin, cemaati büsbütün terk etmemesi ve mümkün oldukça cemaate katılması uygun olur. Ayrıca hazır bulunmalarını fırsat bilip, istifade etmeyi arzuladığı kimseler ile ilmî ve dinî görüş alışverişinde bulunmak da bir mazeret sayılır. 6. Bedenî ârızalar. Gözlerin görmemesi, kötürümlük, düşkün ihtiyarlık gibi haller de cemaate gitmemeyi mubah kılar. Cemaatle Namaz Kılmanın Âdâbı Camiye giderken vakarlı olunması gerekir. Hem gösteriş izlenimi vermemek için hem de vakarın bir gereği olarak koşmadan normal bir şekilde yürünmesi uygun olur. Pek hoş olmamakla birlikte acele yürünebilir. En iyisi, cemaate katılmanın hazırlığını daha önceden yapmak ve ona göre davranmaktır. Müezzin kamet getirmeye başladığı veya namaza durulduğu sırada camiye gelen kişi, vaktin sünneti de olsa hiçbir nâfile namaz kılmadan hemen cemaate katılmalıdır. Bunun istisnası sadece sabah namazının sünnetidir. İmam selâm vermeden cemaate yetişebileceğini tahmin eden kişinin, sabah namazının sünnetini kılıp sonra imama uyması uygundur. Öğle veya cuma namazının sünnetine başladıktan sonra cemaatin farza durması veya hatibin minbere çıkması halinde iki rekat tamamlanınca selâm verilir. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler cemaatle kılınan farzın kaçırılmasından endişe edildiği takdirde nâfile namazın hemen kesilebileceğini söylemişlerdir. Hanefîler'e göre yalnızca bir rekat kaçıracağını tahmin eden kimse namazı kesmeyip iki rekat kılarak selâm verir; üçüncü rekata başlamış olan kimse de aynı şartla dört rekatı tamamlar. Dört rekatlı bir farz namazı tek başına kılmakta olan kimse, cemaatle namaz için kamet getirildiğinde henüz bir rekatı tamamlamamışsa hemen namazını keserek cemaate katılmalıdır; birinci rekatın secdesini yapmışsa, bu takdirde ikinci rekatı tamamladıktan sonra selâm vermek suretiyle namazını keserek cemaate katılır.[9] Cemaatle kılınan namazın önemini anlamak için Sevgili Peygamberimizin hayatına bakmamız yeterli olacaktır. Efendimiz hayatı boyunca namazı cemaate kıldırmış, kendi hastalığında yine namazı tek başına değil de Hz. Ebubekir’in arkasında cemaatle kılmıştır. Peygamber Efendimizden aktarılan bir başka hadiste ise cemaatle namaz kılınması durumunda elde edilecek mükafat bizlere şöyle aktarılmıştır. “Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gece yarısına kadar namaz kılmış gibidir. Sabah namazını cemaatle kılan kimse ise bütün gece namaz kılmış gibidir”.[10] Cemaatle namaz kılınmasının sosyal hayata kazandırdığı birçok faydaları vardır. Cemaate gelinmesi sonucunda insanların arasında bulunan dostluk ve muhabbetin arttığı gözlenmektedir. İnsanların birbirinden haberleri daha çok olmakta sıkıntılara çözümler bulunmakta, cemaate gelmeyen şahısların durumları cemaat tarafından sorgulanması sonucunda insanların içinde bulundukları sıkıntılar hafifletilmektedir. Yine cemaate devam edilmesi İslam Dini ile ilgili bilgilerin alınmasına sebep olmaktadır. Çünkü camilerde verilen vaazlarla, Kur’an tilavetleriyle, Tefsir ve hadis okumalarıyla İslam Dininin ana kaynakları cemaate aktarılmaktadır. Cemaatle yapılan ibadetlerin insana kazandırdığı manevi güzellikler tek başına kılınan namazdan daha fazladır. Çünkü cami ve cemaat ortamında namaz daha huşu içerisinde kılınmaktadır. Cemaate katılma sonucunda ortaya çıkan bir başka sosyal fayda ise insanlar arasındaki birlik ve beraberliğin artmasıdır. Birlik ve beraberliğin artması ise toplum yapısının daha sağlam bir zemine oturtulmasına sebep olmaktadır. Sevgili Peygamberimiz aktardığımız hadisler ile İslam Alimlerince ortaya konmuş olan bilgiler ışığında Cemaatle namazın çok büyük faydalarının olduğunu öğrendik. Bu vesile ile Cuma namazına katılan siz kıymetli cemaatimizin diğer vakit namazlarına da aynı şekilde iştirak etmelerini temenni etmekteyiz. Şu anda siz kıymetli cemaatimizin etrafına bir bakmalarını istirham ediyorum. Makam mevki gözetilmeksizin, fakir zengin ayrımına gidilmeksizin, insanların fiziki yapısına bakılmaksızın, hepimiz bir olan Allah’a ibadet etmek üzere O’nun evinde bir araya geldik. Aynı kıbleye yöneldik. Şu anda içerisinde bulunduğumuz şu tablo bütün anlatılanların bir özeti değil midir? Bu konu hakkında bilgimiz olmasa dahi şu andaki tablo bütün güzellikleri resmetmektedir. Bu güzel tablonun her zaman devam etmesini, birlik ve beraberliğimizin bozulmamasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Allah-u Teala Cemaatimizin üzerinden Rahmetini ve Bereketini eksik etmesin. Birlik ve beraberliğimizi devamlı hale getirmemizi nasip etsin. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Cumanız mübarek olsun. Allah’a emanet olun. Ahmet ÜNAL Vaiz [1] Buhârî, Ezân 30 [2] Buhârî, “Ezân”, 9 [3] Buhârî, “Ezân”, 34 [4] Müslim, “Mesacid”, 282 [5] Ebû Dâvûd, “Salât”, 47 [6] Müslim, “Salât”, 134-137 [7] Müslim, “Salât”, 141-142 [8] Buhârî, “Ezân”, 160 [9] Cemaatle namaz hakkında fıkhi hükümler TDV. İslam İlmihali’nden derlenmiştir. [10] Müslim, Mesâcid 260, I,454. İslam’da namazın önemi nedir? Namazın faydaları nelerdir? Namazın fazileti ve hikmetleri nelerdir? Îmandan sonra Allah’ı zikretmek için yapılan amellerin en fazîletlisi ve en kâmili namazın önemi, fazileti ve Mevlâ’nın vuslat deryâsına götüren ibâdet pınarlarının en büyüğü ve ehemmiyetlisi hiç şüphesiz ki namazdır. Zira namaz, şümûl, muhtevâ ve rütbe bakımından bütün ibâdetlerin zirvesi ve özü durumundadır. Kâinâttaki bütün varlıklar; Güneş, yıldızlar, çayır, çimen, ağaçlar, hayvanlar hep zikir hâlindedir. Saflar hâlinde uçan kuşlar, dağlar, taşlar, keyfiyeti bizce meçhul bir tesbihat ile Hakk’a kulluk ederler. Nebâtâtın ibâdeti kıyâm hâlinde, hayvanlarınki rükû hâlinde, cansız sayılan varlıklarınki de yere kapanmış vaziyette, yani secde hâlindedir. Semâ ehlinin durumları da böyledir. Meleklerin bir kısmı kıyâmda, bir kısmı rükûda, bir kısmı secdede, bir kısmı da tesbîh ve tehlîl hâlindedir. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın mü’minlere bir mîrâc olarak ikrâm ettiği namaz ise, bütün bu ibâdetleri kendinde toplamıştır. Dolayısıyla namazı güzelce kılanlar, yerde ve gökte bulunan bütün varlıkların ibâdetlerinin hepsini ihtivâ eden bir ibâdet yapmış olarak hesapsız mükâfat ve derûnî tecellîlere nâil olurlar. BENZERSİZ İBADET Namaza benzeyen hiçbir ibâdet yoktur. Namaz kılan kimse, namazdan başka hiçbir şeyle meşgul olamaz. Namaz onu, her türlü alâkadan keser. Cenâb-ı Hak ile başbaşa târifsiz bir vuslat yaşatır. Diğer ibâdetlerde durum böyle değildir. Meselâ oruçlu kişi, aynı anda çalışabilir, hacceden kişi gerektiğinde alışveriş yapabilir. Ama namaz kılan kişinin maddesi de mânâsı da, huzûr-i ilâhîdedir. Nitekim âyet-i kerîmede “Secde et ve yaklaş!” buyrulur. el-Alâk, 19 NAMAZIN FAYDALARI Maddî bakımdan namaz; insan vücudunun muhtelif iç ve dış hareketlerde bulunmasını sağlar. Hayatı nizam üzere tertiplice yaşama temrinleri yaptırmak sûretiyle kişiye zaman disiplini kazandırır. Mânevî olarak namaz; ilâhî huzurda bulunma, tefekkür etme, korku zamanında tesellî verme, neş’e zamanında rûhâniyeti takviye etme, îmânı koruma, Cenâb-ı Hak ile ünsiyetin artması gibi feyz ve bereketlerle doludur. İctimâî güzellikleri bakımından namaz; birlik ve beraberlik, tanışma, ünsiyet, ülfet, îman ve kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesi gibi sayısız güzelliklere vesîledir. Bilhassa cemaatle kılınan namaz, Cuma ve bayram namazları, insanlar arasında ırk, renk, dil, makam ve mevkî ayrımı yapmaksızın Allâh’a kullukta aynı safta bir araya gelme, bütünleşme, yardımlaşma ve ictimâî muhasebeyi sağlar. Rûhânî tecellîleri bakımından namaz; kişinin ilâhî huzûra çıkarak ihlâs, takvâ ve sadâkat gibi güzel vasıflar kazandığı bir ibadettir. İnsan, namazda kalp âlemini mânevî bir bahar iklîmine çevirir. Namaz günde en az beş defa tekrarlandığı için devamlı Cenâb-ı Hakk’ı hatırlatır. Kalp ve vicdanı Allâh’a bağlar. Allâh’ın sonsuz kudretini, mutlak irâdesini, rahmet ve merhametini, kerem ve ihsânını, azap ve ikàbını insanın kalbine yerleştirir. Böylece insanı günah, çirkinlik ve haksızlıklardan alıkoyar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur “Rasûlüm! Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl! Muhakkak ki namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allâh’ı zikretmek, şüphesiz en büyük iştir. Allah yaptıklarınızı bilir.” el-Ankebût, 45 Bir kişi Peygamber Efendimiz’e gelerek “–Falan zât gece namaz kılıyor, sabah olunca da hırsızlık yapıyor!” dedi. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu “–Hakîkî namaz kılıyorsa, bu namazı ve namazda okuduğu Kur’ân âyetleri, onu yaptığı kötü fiilden uzaklaştıracaktır.” Ahmed, II, 447 Gerçekten de müslümanlar arasında suç işleme oranı çok düşüktür. Bugün dünya üzerinde en az cinâyet işlenen yerler müslüman ülkelerdir. Avrupalı araştırmacılar, İslâm ülkelerinde cinâyet oranı neden düşük diye çok ciddî ilmî çalışmalar yapmaktadırlar.[1] Bunun en mühim sebebi, İslâm’ın getirdiği inanç esasları, ibadetler ve ahlâk kâideleridir. İslâmî bir eğitim alan insan, Allah’tan korkar, yaptığı zerre kadar iyilik ve kötülüğün dahî karşılığını âhirette göreceğine inanır. Neticede şerlere kilit, hayırlara anahtar olur. Muayyen vakitlerde kılınan namaz, gün içinde insanı belli aralıklarla iş yoğunluğundan ve hayatın monotonluğundan kurtarıp rahatlatır. Rabb’ine karşı itaat, teslîmiyet ve şükran duygularını ifâde etmesini sağlar. Secdeye varan insan, kendisiyle yüz yüze gelerek iç âlemine dönme fırsatı bulur. İnsanların giderek birbirinden uzaklaştığı, menfaatperestliğin öne çıktığı ve ferdiyetçiliğin hâkim olduğu günümüz dünyasının mühim bir hastalığı da yalnızlık hissidir. İnsanı psikolojik rahatsızlıklara sürükleyen bu hastalığın en güzel ilâcı namazdır. Namaz, ister ferdî olarak, isterse fazîletini artırmak için cemaatle kılınsın, insanın yalnızlık hissini günde en az beş defa giderir. Çünkü namaz, insanı Allâh’ın huzûruna çıkardığı için, tek başına kılsa bile, ona yalnız olmadığını hatırlatır. Cemaatle kılındığında ise insanı hem Allâh’ın huzûruna götürür hem de diğer mü’min kardeşleriyle bir araya getirir. Sosyoloji alanında mütehassıs olan Prof. Dr. Ümit Meriç şöyle demiştir “Namaz kılan bir toplumun psikolojiye, zekât veren bir toplumun da sosyolojiye ihtiyacı yoktur.” Cenâb-ı Hak, namaz husûsunda “Secde et ve yaklaş!”[2] buyuruyor. Felâha eren kullarının namazı huşû ile kıldıklarını haber veriyor.[3] Huşû ile kılınan bir namaz sâyesinde insanın Cenâb-ı Hakk’a karşı tevekkül ve teslîmiyeti artar. Bu teslîmiyet neticesinde kişi, psikolojik rahatsızlıklardan muhâfaza edilir. Zira o, en yüce kuvvete, yani Cenâb-ı Hakk’a teslim olarak kendini âdeta ebedî huzûrun kollarına bırakmıştır. NAMAZI BİLEREK TERK ETMENİN HÜKMÜ Namaz kılan bir mü’min, Cenâb-ı Hakk’ın muhâfazası altında olduğunu hisseder ve büyük bir mânevî huzur ve emniyet duygusu içinde yaşar. Zira Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namaz kılmayanlar için şöyle buyurmuşlardır “…Kim namazı bile bile terk ederse, o kişi Allah Teâlâ’nın himâyesinden ve hıfz u emânından uzak kalır.” İbn-i Mâce, Fiten, 23 Dolayısıyla namaz kılan bir toplum madden ve mânen sıhhatli olur. Nitekim Asr-ı Saâdet’te Medîne’ye bir doktor gelmişti. Yapacak bir iş bulamadı. Neticede Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ona âilesinin yanına dönmesini tavsiye ettiler.[4] Yine, bize gelen nakillere baktığımızda, Asr-ı Saâdet’te psikolojik bir rahatsızlığa rastlamıyoruz. Cenâb-ı Hak, Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’i örnek olarak göndermiştir. O her hususta örnek olduğu gibi psikoloji ve rûhî tedâvi husûsunda da örnektir. Aynı şekilde toplumun ıslâhı husûsunda da örnektir. Bunun en büyük delili de Asr-ı Saâdet toplumudur… Diğer taraftan namaz, îmandan sonra, Allâh’ı zikretmek için yapılan amellerin en fazîletlisi[5] ve en kâmilidir. Kelime-i şehâdetten sonra İslâm’ın en mühim rüknüdür. Namaz kılan insanın küçük günahları affedilir. BEŞ VAKİT NAMAZIN FAZİLETLERİ Bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ashâbına “–Ne dersiniz? Birinizin kapısının önünde bir nehir aksa, o kimse her gün bu nehirde beş defa yıkansa, vücûdundaki kirden bir eser kalır mı?” diye sormuşlardı. Ashâb-ı kirâm “–O kimsenin kirinden hiçbir şey kalmaz.” dediler. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- “–Beş vakit namaz, işte bunun gibidir. Allah beş vakit namazla günahları silip yok eder.” buyurdular. Müslim, Mesâcid, 283. Bkz. Buhârî, Mevâkît, 6 Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz gürül gürül akan bu bol sulu nehrin, hemen kapımızın önünde olduğunu haber veriyor. Yani nehir bize çok yakın, ondan su almamız ve içine girip yıkanmamız çok kolay! Küçük bir gayretle, Cenâb-ı Hakk’ın vaad ettiği büyük lûtuf ve ihsanlara kavuşabiliriz. CENNETİN ANAHTARI Namaz, Cennet’in anahtarı[6] olduğu için, Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Cennet’e girmek ve orada kendisine komşu olmak isteyenlere, çokça secde etmelerini tavsiye buyururlardı.[7] Secde, aynı zamanda Cehennem’den kurtuluş vesîlesidir. Bu hakîkat, hadîs-i şerîfte şöyle beyan edilir “…Kıyâmet günü Allah Teâlâ, Cehennem ehlinden dilediklerine rahmet edecektir. Meleklerine, dünyadayken Allâh’a ibadet edenleri oradan çıkarmalarını emredecek, onlar da çıkaracaklardır. Melekler, onları secde izlerinden tanırlar. Allah, Cehennem’e secde izlerini yemeyi haram kılmıştır. Ateş, insanın her tarafını yakar, sadece secde yerine dokunamaz.” Buhârî, Ezân, 129 Secdeden maksat, umûmiyetle namazdır. Bâzı âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde namaz, en mühim rüknü olan secde ile ifade edilmiştir. MÜMİNLERE CEMALULLAH’I SEYRETTİREN İBADET Namazın bir faydası daha vardır ki o hepsinden mühimdir. O da Cennet’e giren mü’minlere Cemâlullâh’ı seyrettirmesidir. Ashâb-ı kirâmdan Cerîr -radıyallâhu anh- şöyle anlatır Bir gece Rasûl-i Ekrem Efendimiz’le birlikte oturuyorduk. Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, dolunaya bakarak şunları söylediler “–Şu dolunayı birbirinizi itip kakmadan rahatça nasıl görüyorsanız, aynı şekilde Rabb’inizi de Cennet’te öyle rahatça göreceksiniz. Artık Güneş’in doğmasından ve batmasından önceki bütün namazları kılabilmek için elinizden gelen gayreti gösteriniz!” Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bu sözlerin ardından şu âyet-i kerîmeyi tilâvet ettiler “…Güneş’in doğmasından ve batmasından önce Rabb’ini hamd ile tesbîh et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün iki ucunda da tesbîh et ki, Rabb’inin rızâsına erebilesin!” Tâhâ, 130[8] Buhârî, Mevâkît 16, 26; Tefsîr, 50/1; Tevhîd, 24; Müslim, Mesâcid, 211 Hâsılı namaz, insanı yaratılış maksadına ulaştıran en mühim ibadettir. Zaten insanın iskelet yapısının, rahatça rükû ve secde edebilecek durumda halkedilmesi de bir bakıma namazı kolaylaştırmak ve böylece insanı maksadına daha çok yaklaştırmak içindir. Bu sebeple insan, bütün hayatını namaz vakitlerine göre tanzim etmeli, namazı hayatın mihveri kılmalıdır. Dipnotlar [1] Meselâ bkz. Cordova, Ana; “An Examinational Causes of Low Murder Rates in Islamic Societies” American Society of Criminology. [2] el-Alâk, 19. [3] Bkz. el-Mü’minûn, 1-2. [4] Bkz. Halebî, İnsânu’l-Uyûn, III, 299. [5] Bkz. Müslim, Îmân, 137-140. [6] Bkz. Ahmed, III, 340. [7] Bkz. Müslim, Salât, 225, 226; Ahmed, III, 428, 500. [8] Bu âyet-i kerîme, beş vakit namazın zamanlarını haber vermektedir. Bu mevzû ile alâkalı ayrıca bkz. Hûd, 114; el-İsrâ, 78; er-Rûm, 17-18; M. Kâmil Yaşaroğlu, “Namaz” mad., Diyanet İslâm Ansiklopedisi, XXXII, 351. Kaynak Osman Nuri Topbaş, Hak Din İslam, Erkam Yayınları İslam ve İhsan Cemaat ile Namaz Nasıl Kılınır? Hangi namaz cemaatle kılınır? Cemaatle namaz kılmanın sevabı nasıl olur? Cemaatle namaz 27 derece daha sevaplı olması ne demektir?“Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir” hadisi ile Cemaat ile namaz kılmanın önemiDinimizin birlik ve beraberliğin timsali olan Cemaat ile beraber 5 vakit namaz kılmanın önemi ve fazilet, nasıl kılınır ve nasıl niyet edilir? Camide, mescitte veya iki kişi dahi olsa cemaat olmanın şartları ve hükmüCemaatle Namaz Kılmanın Hükmüİslâm dini birlik ve beraberliğe, cemaat olmaya büyük önem vermiştir. Günde beş vakit namazın bir arada cemaat olarak toplu halde kılınmasına teşvik edilmesi, haftada bir Cuma Namazı’nın ve senede iki kez olan Bayram namazlarının cemaatle kılınmasının gerekli görülmesi, müminlerin görüşüp helâlleşmelerine, birbirleriyle yardımlaşmalarına vesile olmak gibi bir anlam olan Namazlar ve Nafile olan Namazlar yalnız ve tek başına kılınabileceği gibi imam ile birlikte cemaatle de için beş vakit farz namazları cami, mescit veya iki kişi de olsa cemaatla kılmak vâcib kadar kuvvetli bir Namazı’nı cemaatle kılmak ise kişi de olsa cemaatle namaz kılınabilir. Onun için iki kişi bir araya gelince biri imam diğeri cemaat olarak namazı cemaatle kılmalıdırlar. İmamla birlikte akıllı bir çocuk veya kadın da olsa cemaat Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem cemaat ile namaz kılmanın faziletlerini ve önemini birçok hadis-i şerifinde bildirerek, ashabını ve tüm Müslümanları cemaat ile namaz kılmaya teşvik Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem cemaatle namazı teşvik ederek cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42. Kendisi de hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Hz. Ebû Bekir’in arkasında namaz namaz, Hanefi mezhebine göre sünnet-i müekke’de; Şâfiî mezhebine göre, farz-ı kifâye yani sünnet-i müekke’de; Mâliki mezhebine göre, sünnet-i müekke’de yani farz-ı kifâye; Hanbeli mezhebi ve Dâvud ez-Zahirî’ye göre ise; farz-ı ayn’dır. Tecrid-i Sarih Tercümesi, II, 604.Cemaatle Namaz Kılmanın Fazileti“Ve sen içlerinde olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir bölümü seninle birlikte namaza dursun, silâhlarını da yanlarına alsınlar” Nisa Suresi 102Âyetinde Allah Teâlâ cihad sırasında korkulu anlarda bile cemaatle namaz kılmayı söz konusu etmektedir. Korkulu anlarda cemaatle namaz kılmanın teşvik edilmesi, normal zamanlarda cemaate riayet edilmesinin daha öncelikli ve önemli olduğunu da belirtmiş Namaz kılmanın fazileti ile ilgili Hadis-i Şerifler“Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir.” Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42Cuma namazı dışında en kuvvetli, faziletli cemaat namazı, sabah namazının cemaati, sonra yatsı namazının cemaati, sonra ikindi namazının Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur“İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi” Buhârî, “Ezân”, 9, 32; Müslim, “Salât”, 129, 131.Hz. Peygamber cemaatle namazı teşvik ederek cemaatle kılınan namazın, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi veya yirmi beş derece daha faziletli olduğunu belirtmiştir Buhârî, “Ezân”, 30; Müslim, “Mesâcid”, 42. Kendisi de hayatı boyunca cemaate namaz kıldırmış, hastalandığında ise cemaate katılarak Ebû Bekir’in arkasında namaz kılmıştır.“Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış sevabını alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır” Buhârî, “Ezân”, 34; Müslim, “Mesâcid”, 260 Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem başka bir hadis-i şeriflerinde“Üç kişi bir köyde veya sahrada bulunur ve cemaatle namaz kılmazlarsa, şeytan onlara hâkim olur. Öyleyse cemaatten ayrılma. Çünkü kurt ancak sürüden ayrılan koyunu yer” buyurmaktadır Ebû Dâvûd, “Salât”, 47.Bir diğer hadiste ise“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki, ateş yakılması için odun toplanmasını emretmeyi, sonra da namaz için ezan okunmasını, daha sonra da bir kimseye emredip imam olmasını, sonra da cemaatle namaza gelmeyenlere gidip evlerini yakmayı düşündüm” Buhârî, “Ezân”, 29, 34; Müslim, “Mesâcid”, 251-254 diyerek cemaatin topluca terkedilmesinin en ağır müeyyide uygulanmasını gerektiren yanlış bir davranış olduğunu ifade Peygamber, teheccüd namazında çocuk yaşta olan İbn Abbas’a imamlık yapmış ve bir hadisinde “İki kişi ve daha fazlası cemaattir” Zeylaî, Nasbü’r-râye, II, 198 yedi kat sevab hadisiEbû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu“Bir kimsenin câmide cemaatle kıldığı namaz, işyerinde ve evinde kıldığı namazdan yirmi küsur derece daha sevaptır. Şöyle ki bir kişi güzelce abdest alır, sonra başka hiçbir maksatla değil, sadece namaz kılmak üzere câmiye gelirse, câmiye girinceye kadar attığı her adım sebebiyle bir derece yükseltilir ve bir günahı bağışlanır. Câmiye girince de, namaz kılmak için orada durduğu sürece, tıpkı namaz kılıyormuş gibi sevap kazanır. Biriniz namaz kıldığı yerden ayrılmadığı, kimseye eziyet etmediği ve abdestini bozmadığı müddetçe meleklerAllahım! Ona merhamet et! Allahım! Onu bağışla! Allahım! Onun tövbesini kabul et! diye ona dua ederler.” Buhârî, Salât 87, Ezân 30, Büyû` 49; Müslim, Tahâret 12, Mesâcid 272. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 48; İbni Mâce, Tahâret 6, Mesâcid 14Cemaat ile Namaz Nasıl Kılınır, Nasıl Niyet Edilir?İki kişi de olsa cemaatle namaz kılınabilir. Onun için iki kişi bir araya gelince biri imam diğeri cemaat olarak namazı cemaatle kılabilirler. Cami de Cemaatle namaz kılarken, kişi sünnet namazlarını kendisi kılar, sadece farz namazlarda imama Namazı, Bayram Namazı, Cuma Namazı gibi diğer kılınan namazlarda Cemaatle namaz kılarken kişi imama uyarak niyet eder ve imamla birlikte namazını kılmış namaz kılarken imamla birlikte namaza başlarken şöyle niyet edilir;“Niyet ettim Allah rızası için …… namazını kılmaya uydum hazır olan imama”Sabah Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Sabah Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Öğle Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Öğle Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”İkindi Namazı“Niyet ettim Allah rızası için İkindi Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Akşam Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Akşam Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Yatsı Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Yatsı Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Cuma Namazı“Niyet ettim Allah rızası için Cuma Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Bayram Namazı “Niyet ettim Allah rızası için Bayram Namazının farzını kılmaya uydum hâzır olan imama”Teravih Namazı “Niyet ettim Allah rızası için Teravih Namazını kılmaya uydum hâzır olan imama” Teravih Namazında, cemaat imamın kaç rekat kıldıracağını bilmediğinden sadece Teravih namazını kılmaya diyerek niyet edebilir.Cemaatle namaz kılan kimse Cemaatle kılınan namazlarda kişi niyet ederek tekbir getirir ve imama uyarak namaza başlar. Sübhaneke Duası okuyarak imamın kıraatını okumasını kılınan Öğle ve İkindi namazlarının farzlarında, imam kıraatı yani Fatiha ve namaz sûresini zamm-ı sure içinden okur ve cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını akşam ve yatsı namazlarının farzlarında, imam, ilk iki rekatta kıraatı dışından yüksek sesle yapar ve cemaat, Fatiha Sûresi’ni imam bitirince, imamla beraber içinden “amin”Akşam namazının 3. ve Yatsı namazının 3. ve 4. rekatlarında, imam, sadece içinden Fatiha Sûresi’ni okur, cemaat de bu sureleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını imamla beraber tekbirlere katılır; secde ve rükûdaki tesbihleri, Et-Tahiyyâtü, Salli, Bârik ve Rabbenâ duâlarınıİlgili Diğer KonularNamaz Nasıl Kılınır?5 Vakit Namaz TablosuNamazda Okunan Tesbihler DualarNamazda Okunan Sureler – Namaz Sureleri Facebook’tan takip etmeyi unutmayın! İmamın vasıfları En iyi bilen, en iyi okuyan, ehli sünnete en uygun olan ve en yaşlı olan kişi imam olmalıdır. Bakınız İmam olmanın şartları İmam olan kişi şöyle niyet eder; “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya, ben imamım bana tabi olana uyana” İmama uyan cemaat şöyle niyet eder; “Niyet ettim Allah rızası için ... namazını kılmaya uydum hazır olan imama” Kadınlar cemaat olarak namaz kılmak zorunda iseler imam öne geçmez safın içinde yani hizasında durur. Cemaatle kılınan gündüz öğle, ikindi namazlarının farzlarında, imam kıraatı Fatiha ve namaz suresini içinden okur ve cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıraatı tamamlamasını bekler. Sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarında , imam, ilk iki rekatta kıraatı dışından yapar ve cemaat, Fatiha Suresi'ni imam bitirince, imamla beraber içinden ''amin'' der. Akşam namazının 3. ve yatsı namazının 3. ve 4. rekatlarında, imam, sadece içinden Fatiha Suresi'ni okur, cemaat de bu sûreleri okumadan, imamın kıratı tamamlamasını bekler. Faziletleri Peygamber Efendimiz hadis i şeriflerinde şöyle buyurmuştur; "İnsanlar ilk safın sevabını bilselerdi, ön safta durabilmek için kura çekmekten başka yol bulamazlardı. Namazı ilk vaktinde kılmanın sevabını bilselerdi, bunun için yarışırlardı. Yatsı namazı ile sabah namazının faziletini bilselerdi, emekleyerek de olsa bu namazları cemaatle kılmaya gelirlerdi." Buhari, Müslim "Kim yatsı namazını cemaatle kılarsa, gece yarısına kadar namaz kılmış gibi sevab alır. Sabah namazını da cemaatle kılarsa, bütün geceyi namaz kılarak geçirmiş gibi sevap alır." Buhari Cemaatle namaz kılmanın yanında birde camiye gitmek vardır. Camiye giderek cemaatle namaz kılmanın sevabı da daha da çokturç. Çünkü evinizde cemaat yaparak cemaatle namaz kılmış olursunuz ama Camiye gitmekte ise hem camiye gitmenin sevabını alır hem de cemaatle namaz kılmanın sevabını alırsınız. "Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü’min olduğuna şahitlik ediniz." Tirmizi Namaz Kılmak Hakkında Bilgilerİslam dininin direği olarak kabul edilen namazın insan hayatına bir çok faydası vardır. Bu içeriğimizde namaz kılmanın faydaları ve faziletleri üzerinde duracağız. Namazın tanımı, günde kaç defa kılındığı, özellikleri, faziletleri ve yararları gibi konular hakkında detaylı bilgiler aşağıda yer alıyor. İşte namaz kılmanın faydaları ve faziletleri...Namaz Nedir?İslamın emirlerinden biri ve hatta en önemlisi olarak kabul edilen namaz Allah'a karşı kullarının yerine getirmekle yükümlü olduğu bir ibadettir. Fiziksel ve manevi çaba ile kılınan namaz Allah ile en yakın olduğumuz anlardan biridir. Namaz müslümanlar için 3'e ayrılmıştır. Bunlar Farz namazlar, Vacip namazlar ve Nafile namazlardır. Farz namazlar günde 5 vakit kılınması gereken ile İlgili Bilinmesi Gereken Temel BilgilerNamaz hakkında bilinmesi gerekenleri bu kısımda kısa soru cevaplar halinde sizler ile Çeşit Namaz Vardır?İslam dininde namaz üçe ayrılır, çeşitleri ise şunlardır;1. Farz Namazlar2. Vacip Namazlar3. Nafile NamazlarFarz Namazlar Hangileridir ve Kaç Rekattırlar?Farz namazlar günde 5 vakit kılınan namazlar ve cuma namazı ile cenaze namazlarıdır. Cenaze namazları diğer farz namazlara göre farzı kifaye beş vakit namaz ve rekat sayıları...1. Sabah Namazı 2 rekat sünnet, 2 rekat farz2. Öğle Namazı 4 rekat sünnet 4 rekat farz ve 2 rekat son sünnet3. İkindi Namazı 4 Rekat sünnet, 4 rekat farz4. Akşam Namazı 3 rekat farz, 2 rekat sünnet5. Yatsı Namazı 4 rekat sünnet, 4 rekat farz, 2 rekat son sünnet 3 rekat vitr vacipNamazın Faziletleri ve Yararları Nelerdir?Namaz kılmak hem fiziki açıdan hem de manevi açıdan insan sağlığını geliştiren bir ibadettir. Namaz kılmanın faziletlerini ve yaralarını listeledik. İşte namaz kılmanın faydaları...1. Namaz dinin İnsanın kalbini Allah'a şükretmeyi içerisinde Namaza ayrılan vakit sonsuz dünyada cennetin kapısını Ruha kuvvet İmanın Kalbin Namaz günlük hayatınızı Namaz günlük hayatınızı düzene Namaz temizliktir. Arınmadır. Namaz kılan insanın hem bedeni hem ruhu Allah'a karşı yerine getirmemiz gereken bir İnsanın moralini Namaz vücudun her eklemini hareket ettirir. sağlık açısından da faydaları Tembelliği Namaz kılarak tüm vücudumuza kanın ulaşmasını sağlarız. Kan dolaşımını düzene Kalp, beyin ve vücut sağlığı için Vücudu düzene Sırt ağrılarının azalmasına yardımcı Bel ağrılarını Kasları İnsanı kötülüklerden Bacakları Stresi azaltır.

ön safta namaz kılmanın fazileti